Doğum Sonrası Cinsel Yaşam

Doğum sonrası psikoloji
Doğumdan hemen sonra annelerin yaklaşık olarak yarısından fazlasında uyku problemleri, ağlama krizleri, üzgün görünme, halsizlik, baş ağrıları, konsantrasyon güçlükleri, şaşkınlık, sinirlilik, iştahsızlık problemleri görülebilir. Bu tablo çok önemli değildir. Genelde 1-2 hafta içinde şikayetler kendiliğinden kaybolur. Ancak bu kısa geçiş döneminde ailesinin ve eşinin anlayışlı davranması ve kendisine yardımcı olmaları gereklidir.
Bazen daha ciddi depresif bulgular ortaya çıkar. Bu kendini ümitsizlik, karamsarlık, eşe ve bebeğe karşı ilgisizlik olarak gösterir. Derin bir mutsuzluk vardır. Bunlara genelde uyku problemleri eşlik eder. Biraz daha ileri vakalarda bu belirtilere endişe, panik atak, ağlama krizleri, ciddi uyku bozuklukları ile ölüm ve intihar düşünceleri eklenir. Genç yaşta anne olanlarda da 2-3 kat fazla görülür.
Daha ciddi bir sorun ise doğum sonrası psikozudur. Burada özellikle bebekler üzerinde yoğunlaşan sanrılar ve halüsinasyonlar vardır. Çevre ile iletişim kusurları başlar. Son iki durumda derhal tıbbi yardım alınmalıdır.
Doğum sonrası erkekde ise genellikle şaşkınlık duygusu hakim olur. Ne olduğunu anlamaya çalıır ve çoğunlukla ciddi anksiyetesi mevcuttur.

Libido Kaybı
Doğum sonrası cinsel arzularda bir süre azalma olur. Lohusalık dönemi doğumdan sonraki 6 haftayı (yani 40 günü) kapsar. Bu sürede rahim toparlanır. Lohusalık akıntısı rengi açılarak biter. Bu süre içinde özellikle hassas bayanlarda cinsel isteksizlik olabilir. Bu azalma genel olarak psikolojik kökenlidir. Genelde cinsel istek doğum sonrası 12. haftadan sonra eski haline döner. Doğumdan sonra 20-25 gün sonra cinsel ilişki olabilirse de genellikle lohusalık süresinin bitmesini beklemek en iyisidr. .

Eşlerin ilgisinin azalması
Eşini eskisi kadar bakımlı bulmayan erkek de cinsel yaşamdan uzaklaşabilmektedir. Göğüsler ve vajina cinsel yaşamda erkeği en çok heyecanlandıran iki önemli bölgedir. Doğuma kadar sadece cinsel uyarı noktaları olarak algılanan vajina ve göğüsler, lohusalıkta süt vermeden dolayı göğüsler vedoğuma bağlı kesiden (epizyodan ) vajina etkilenebileceği için; erkekler bunun sonucunda eşlerinden uzaklaşabilmektedirler. Ayrıca bebeğin doğumu, kadın ya da erkeğin o zamana dek bastırdığı ruhsal çatışmaları tetikleyebilmektebu sorunlar cinsel isteksizliğe neden olabilmektedirler. Burada en önemli şey karşılıklı anlayıştır. Yeni anne genellikle kendisini tamamen bebeğe verir. Özbakımını ihmal etmemeli ve eşiyle vakit geçirmelidir. Bebeğin bakımı için işbölümü yapılmalı ve annnein bir an evvel sosyal yaşama müdahil olması sağlanmalıdır. Daha ileri problemlerde mutlaka psikolojik veya hastanelerin cinsel sağlık polikliniklerinden tıbbi destek almaları gerekmektedir.

Doğumdan sonra cinsel yaşam
Lohusalık bitiminde yani doğum sonrası 40 gün sonra cinsel aktivite başlayabilir. Doğum sonrası süt yapımını sağlayan prolaktin hormonu artar. Bu östrojen miktarını azaltır, vajinal kuruluğa neden olur ve libidoyu yani cinsel dürtüyü azaltır. Bu nedenle ilişki öncesi kayganlaştırıcı jeller kullanılmalıdır. Doğum sonrasında ortaya çıkan cinsel isteksizlik sorunlarındaki diğer bir sebep de kaygılar olmaktadır. Estetik kaygılar yüzünden kendini beğenmeyen kadının sevişme sırasında zihnini sürekli bedeniyle meşgul etmesi, cinsel ilişkiden zevk almasını önlemektedir. Bunun yanı sıra, eşini eskisi kadar bakımlı bulmayan erkek de cinsel yaşamdan uzaklaşabilmektedir.

Normal doğum ya da sezaryen sonrası cinsel yaşam
Normal yolla doğumda bazen epizyotomi denilen vaginal girişin cerrahi olarak açılması işlemi uygulanmaktadır. Bunun iyileşmesi her ne kadar çabuk olsa da sonraları ilişkide disparoniye (ağrılı cinsel birleşme) neden olabilmektedir. Bu nedenle genellikle sezaryenden sonra cinsel hayat daha erken başlamaktadır.

Öneriler
Kadınların en büyük korkularından biri doğumdan sonra eski vücutlarına kavuşamamak ve bu şekilde eşlerinin ilgi ve arzusunu eskisi kadar çekememektir. Kişi, lohusalık sonunda cinsel yaşama dönüş için kendi beynini hazırlamalı ve bunun için eşine küçük işaretler vermelidir. Bu şekilde eşinin de varsa bu konudaki çekincelerine cevap vermiş olur. Vücudun eski haline dönmesi için gerekli şartları sağlamaya çalışmalıdır. Erkek ise bunu bilerek, eşine bu konularda destek olmalı, onun bu çekincelerinin yersiz olduğunu söyleyerek, ona karşı sevgi, ilgi ve isteğinin hiçbir şekilde azalmadığını ifade etmelidir.